SERKAN HASTÜRER

 

Her doğan yeni gün yeni bir sürprizdir aslında. Kimi zaman iyi kimi zamansa kötü. Bu noktada bize düşen ise ancak iyi bir gün umut etmektir. Eylül ayının ilk günlerinde telefonum çaldığında hattın diğer ucunda önceden tanıdığım ve şu anda Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı koordinatörlüğü görevini yürüten Gediz İnan Hanımdı. 2003 yılında eşimle beraber  uluslararası  veri tabanında kullanılmak üzere verdiğimiz kan örneklerinden benimkinin, kanserle savaşan bir hastayla uyumlu olduğunu ve donör olup olmamak istediğimi sordu. Aklıma gelen ilk şey bir insana verilebilecek en güzel hediyenin bir hayattan daha kıymetli hiçbir şeyin olamayacağı ve bunun ise bana verilmiş olmasının hayatımın en özel şansı olduğuydu. Bir an için bile tereddüt etmedim ve üzülerek kabul etmeyenlerin olduğunu kendisinden öğrendim. Böylesi kutsal bir görevin nasıl kabul edilmediğini hala anlamış değilim.

Sürecin gelişiminde esas olan kök hücre verimi gününden 4 gün önce biri sabah diğeri akşam olarak iki iğne olunacağı, bu iğnelerin kemiklerdeki kök hücreleri hareketlendirip kana geçişini kolaylaştıracağı  ve akabinde 4 saatlik kök hücre alım işlemin yapılacağı bilgisi bana verildikten sonra tarihi beklemeye başladık. Bir ertelemenin ardından 28 Ocak tarihi belirendi. Bu tarihi hastanın genel durumuna göre belirlendiğini ancak o hazır olduğu zaman bu hücrelerin ona nakledilebileceğini de öğrendim. 24 Ocak’tan itibaren 4 gün süreyle iğnelerimi olduktan sonra, 28 Ocak günü 4 saatlik bir işlemle kök hücre alımı kan alınıyla benzer bir işlemle yapıldı ve aynı gün normal hayatıma geri döndüm.

Aslında konunun teknik detaylarının çok fazla önemli olduğuna inanmamaktayım ama yaşadığım süreç içinde gördüm ki ne yazık ki toplumumuz bu konuda fazlasıyla bilinçsiz .İlk olarak yakın çevremle konuştuğumda ameliyat mı? Kemikten mi alınacak? Sana bir zarar gelir mi?  ve bunun gibi gerçekten işlemin aslıyla hiçbir yakınlığı olmayan sorularla karşı karşıya kaldım. Halbuki işlemin kan verme kadar basit acısız bir işlem olduğunu anlatmaya çalıştım . Bunun yanında işin içinde 3-4 günlük bir acı dahi olsa bunun bir insanın hayatının kurtarılmasıyla uzay, yakın kıyaslanabilecek bir denge olmadığına inanmaktayım.

Kanser birçok değişik  nedenle ortaya çıkabilen ve adres sormadan çocuk ,büyük herkesin başına değişik türlerde gelebilecek çok kötü bir  hastalık. Bu  hastalıkta son çare ise uyumlu bir donörden yapılacak nakil. Bu nakillerin gerçekleşebilmesi için önemli olan ise veri tabanının genişliği. Bu konuda  toplumumuzun bilinçsizliği ise açık olarak ortada. Toplumuzun bu konuda iyi bir tanıtıma ihtiyacı olduğu kanısındayım.

Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı ve orada çalışan kişiler her gün bu tür hastaların sağlığına kavuşması için çalışıyor. Bu hiç kolay bir görev değildir. Sürekli hayatla ölüm arasında mücadele eden insanlara yardım ve sorunlarının paylaşımı sanırım dünyadaki en kutsal ve aynı zamanda en zor  görevlerden biridir. Bundan dolayı sizleri ayrı ayrı  kutlarım.

 Böylesi önemli konuda birilerine yardım edebilmenin huzuru inanın ki kelimelerle anlatılamaz . İhtiyacı olanın dili, dini, ırkı veya rengi hiç önemli değil. Günün sonunda konu bir insanın hayatı ve hepimiz her şeyden önce insanız. Ben sadece insanlık görevimi yaptım. Sizlere ise bu fırsata aracılık ettiğiniz için ayrıca teşekkür ederim. Umarım kök hücre naklimin yapıldığı hasta en kısa zamanda sağlığına kavuşur.   

 

Serkan HASTÜRER / Lefkoşa

Bağış Tarihi: 28/01/2014