Birçok kez ‘Heyecanlı mısın?’ sorusu ile karşılaştım. Savaşlarla, zehirli atıklarla insanların hayatına son verilen bir zamanda bir insana hayat vermek tabii ki heyecan verici bir duygu.

Bu yoldaki ilk adımım Türk tarafı ve Rum tarafında lösemi olan iki çocuk için kan örneği vermekle başlamıştı. Ne yazık ki o çocuklara bir faydam dokunamamıştı; ama yıllar sonra gelen bir telefonla bir insana yeniden hayat verebileceğim düşüncesiyle çok mutlu oldum; ancak korkularım ve endişelerim de yok değildi. Söz konusu süreçle ilgili pek bilgim yoktu. Evet birine hayat verecektim; ama bunu yaparken benim yaşayacaklarım nelerdi?

Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı ile yaptığım telefon konuşmasından sonra birtakım bilgiler edindim. Böylelikle tüm endişe ve korkularımın yerini tatlı bir heyecan almıştı. Düşünce ve duygularımın yanı sıra bu konuda edindiğim bilgileri paylaştığım bazı dostlarımın beni takdir ettiklerini, bazılarının ise bu konuda yanlış bilgi ve kanıya sahip olduklarını anladım; çünkü bazıları ilik vermenin ‘Çok zor ve tehlikeli’, bazıları ise ‘Ya ailenden birinin ihtiyacı olduğunda yardımcı olamazsan!’ gibi uyarı ve endişelerini dile getirdiler. Hayır, ne zorluğu ne de tehlikesi var ilik vermenin. Bu işlemden sonra insan vücudu kısa sürede kendini toparlıyor ve sağlığınız elverdiği sürece belirli aralıklarla ilik verebiliyorsunuz.

Dört günlük aşıların ardından kandan ilik toplanıyor. Aşı dönemi biraz ağrılı geçiyor ve ilik alma işlemi hareketli bir kişi için sıkıcı olabiliyor. Dört-dört buçuk saat hareketsiz oturmak zorunda kalıyorsunuz; ancak o kişinin çektiği ağrıları sonlandırabilme ve ona yeniden hayat verebilme umudu anne olmak gibi bir duygu. Üstelik tek bir insana değil onun yakınlarına da hayat veriyorsunuz. Yaşamınıza ayrı bir anlam katılıyor. Şu an ‘hastanın iyileştiği’ haberini almayı umut ediyorum

            Dileğim insanların ilik nakline hiç bir zaman ihtiyaç duymamasıdır; ancak böyle bir durumda ihtiyaç duyulan yine bensem cevabım hiç düşünmeden yine ‘EVET’ olacaktır.

Dilerim ki herkes bu şansı yakalayabilsin…

Bu süreç boyunca yanımda olan başta Sn. Gediz İnan ve Sn. Ayça Ateş’e ve ihtiyacı olanlara umut ışığı olan Kemal Saraçoğlu Lösemeli Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı’na teşekkürlerimi sunar, çalışmalarında başarılar dilerim.

Melike BARUT/ Lefkoşa

Bağış Tarihi: 11/01/2011